Eski Mısır, bütün gizemiyle insanlığın kendisini çözmesini bekliyor. Piramitler başta olmak üzere, yazıtlar, tarihi, kralları ve kraliçeleriyle bütünüyle esrarengiz bir dönemi içerisinde barındırıyor. Mısır’ın en esrarengiz kraliçesi olaraksa Nefertiti kabul ediliyor. Büstleriyle ünlü olan Nefertiti; güzellik sembolü, lanetli kraliçe, kayıp kraliçe ve en güzel olan gibi birçok isimle bilinmektedir ve anılmaktadır.
Cleopatra’dan Sonra En Çok Tanınan Kraliçe
Mısır’ın en zeki ve en bilinen kraliçelerinden olan Cleopatra’dan sonra ismini ısrarla duyuran Nefertiti, Mısır Firavunu Akhenaton’un eşidir. Adının anlamı, güzellikten gelen veya muhteşem güzellik gibi tasvirlere sahiptir. Mısır’ın en güçlü kadınlarından biri olarak bilinmekteydi, fakat onun da talihsiz bir hikayesi bulunuyordu.
Kraliçenin ve Büstlerinin Hikayesi
Kocası Akhenaton ile aynı düzeyde yetki ve güce sahip olan Nefertiti, birçok hakka sahipti. Birçok cezai yaptırımları ve işlemleri yapabilme yetkisi bulunuyordu. Bu durumdan memnun olmayanlar da çoktu, elbette… Akhenaton’un ölümünden sonra, kraliçe de bir süre tahtta kaldıktan sonra ölmüştür. Dünyanın en eski eserlerinden olarak bilinen büstü, tarihte oldukça önemli bir yere sahiptir.
Çok güzel, akıllı ve bilge olan kraliçe o dönemde mutlu değildi. Gizli bir derdi bulunan kraliçenin bu ruh hali ve duyguları, dönemin heykeltraşı tarafından bu büste yansıtılmıştır. Nefertiti’nin bu gizeminin ve mutsuzluğunun ardındaki gizemse; günümüzde hala tam olarak aydınlatılamamıştır. Kısmen aydınlatılan kısımsa; hanedan kesiminden olmadığı (soylu olmadığı), Aton dinini yaymaya çalıştığı (güneş tanrısına tapmak) ve tek tanrı inancını kocası gibi benimsetmek istediği ve bu durumdan ötürü cezalandırıldığı bilinmektedir. Bu ceza ise 6 kız çocuğu doğurmasına rağmen asla taht varisi olacak bir erkek doğuramamış olmasıdır. Mutsuzluğunun gerçek sebebi olarak bu görülmektedir.
Comments
0 comment